German
English
Turkish
French
Italian
Spanish
Russian
Indonesian
Urdu
Arabic
Persian

Soru 141:

Kıyamet Günü nasıl olacaktır? (TR)

 

Yanıt: Son Gün hakkındaki hristiyan imanı ile ilgili önemli olan ifadeler 125 numaralı soru ve yanıtta işlenmiştir. Şu ifadeleri bunlara eklemek isteriz.

 

Ölüler nasıl dirilecekler?

 

Konuştuğumuz dil, kullandığımız sözcükler, bu dünya ve dünyanın gerçekliğiyle bağlantılıdır. Tanrının dünyasını ve Onun gerçekliğini ifade etmeye yeterli değildir. Bunu ilk hristiyanlar da daha şunları sorarken anlıyorlar: Ölülerin dirilişi nasıl olacak? Mezarda çürüyen beden ne olacak? Bedensel özürlü birisi, dirilişinden sonra da özürlü mü olacak? Ölen bir çocuk, göklerde yetişkin mi olacak? Tanrıya güven ve İsaya iman içinde ölmüş ve ölmekte olan birçoklarına ne olacak?

 

Tüm bu sorulara – ve daha birçoklarına – yücelik içinde nura bürünmüş olan ve bedeninde uğruna bizler için canını feda ettiği büyük sevgisinin işaretleri olarak katlandığı eziyetin yara izlerini taşıyan dirilmiş İsaya bakmaktan daha iyi yanıtımız yoktur. Boş mezar, bir yandan çivilerin izleri ve diğer yandan dirilmiş İsanın yeni ve gizemli görünüşü, ölülerin bedenleriyle dirileceklerini ancak aynı zamanda yüceltilmiş olacağı için toprağa düşen ve ürün vermek için ölümle dönüşen buğday tanesi gibi farklı olacağını söylememize izin vermektedir (bkz. Yuhanna 12,24).

Dirilmek ne demektir? Ölümde, ruh ve beden birbirinden ayrılır, insanın vücudu bozulur, ruhu ise, yüceltilmiş vücuduyla yeniden bir araya gelmenin bekleyişi içinde Tanrıya gider. Tanrı Herşeye Kadirliğiyle vücutlarımızı ruhlarımızla birleştirerek, İsanın Dirilişinin etkisiyle onlara nihai bir biçimde çürümez yaşamı verecektir (KKK 997).

 

Tanrının herşeye yetkin kudretine dayalı yaşam ve sevgi hakkındaki bu gizem karşısında aziz Pavlus Korintteki cemaatine şunları yazıyor: Tanrının kendisini sevenler için hazırladıklarını hiçbir göz görmedi, hiçbir kulak işitmedi, hiçbir insan yüreği kavramadı (Korintlilere 1. Mektup 2,9).

 

Efkaristiya ayinine katıldığımızda dirilmiş Rabbin bedenini bedenimize gıda olarak alırız. Efkaristiya sonsuz yaşamın bir güvencesidir. Efkaristiyaya katılmamız bize şimdiden bedenimizin Mesih tarafından dönüştürüldüğü duygusunu tatma zevkini veriyor (KKK 1000). Bedenimi yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır ve ben onu son günde dirilteceğim (Yuhanna 6,54).

 

Diriliş beklentisi içinde imanlıların bedenleri ve ruhları şimdiden Mesihe ait olmak onuruna paydaştırlar. Kendi bedenine ve başkalarının, özellikle acı çekenlerin bedenlerine de saygı gösterilmesi gereği bundan dolayıdır (bkz. KKK 1004). Beden ... Rab içindir. Rab de beden içindir. Rabbi dirilten Tanrı, kudretiyle bizi de diriltecek. Bedenlerinizin Mesihin üyeleri olduğunu bilmiyor musunuz? ... Kendinize ait değilsiniz ... onun için Tanrıyı bedeninizde yüceltin (Korintlilere 1. Mektup 6,13-15.19-20)!

 

Hristiyanlar ve Ölüm

 

Ölüm, insanları korkutur – Tanrıya güvenenleri bile. Çünkü ölüm veda ve ayrılmaktır. İnsanın yaşamındaki her şey, eşyalar ve kişiler geride bırakılmak zorundadır. Herkes kendi ölümünü ölür ve tamamen bomboş ellerle.

 

Ölmekte olan hiç kimsenin korkusu nedeniyle utanması gerekmez. İsa da haçta iken Babasına seslendi. Ölmekte olan herkes ölüm anı geldiği zaman Onunla birlikte seslenebilir. İsayla birlikte çarmıha gerilen ve İsanın şöyle yanıtladığı suçlu gibi herkes tüm güvenini Kurtarıcıya bağlayabilir: Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın (Luka 23,43). Ve ölmekte olan herkes İsayla birlikte merhametli Tanrının bütün korkuları sevince dönüştüreceğine ve boş elleri yeniden dolduracağına emin olabilir. Mesihin nurunda ölenler için de, Rabbin Dirilişine katılabilmek için Rabbin ölümüne bir katılmadır (KKK 1006).

 

Biz hristiyanlar öldüğümüz zaman Tanrı ile karşılaştığımıza inanırız. Ölümün kapattığı gözler açılır. Tanrının önünde dururuz: Herkes kendi yaşam öyküsüyle, kendi sevgisiyle ve kendi suçuyla. İyi ya da kötü, yapmış olduğu herşeyle: Tanrının ya da insan kardeşinin sevgisi için ya da zararına. Bu karşılaşmanın yaşamsal olduğuna inanırız.

 

İsrailin peygamberleri ve İsa bu deneyimden Yargı olarak bahsederler. Tanrının gözleri en derinlere kadar görür. Kimse Ondan birşey gizleyemez, ya da daha iyi gösteremez. Sonsuz adil olan Tanrı zayıf olduğumuzu bilir ve bunu gözönünde bulundurur. Sonsuz merhametli olan Tanrı bizim zayıflıklarımızı alçakgönüllülükle itiraf edip herşeyi Onun merhametinden bekleyip beklemediğimize bakar. Bu mahkemede hüküm verilir: Ödül ya da ceza, sonsuz mutluluk ya da lanetlenmek, İbrahimin yanı ya da ebedi ateş, övgü ilahileri ya da ağlayış, diş gıcırtıları (bkz. Matta 8,12), düğün salonunda dans ya da kilitli kapıların önünde boş yere kapıyı çalıp durmak (bkz. Matta 25,1-13). Bunlar etkileyici betimlemelerdir. Bunlar hala yolda olanlara söylenen sözlerdir, öyle ki, tövbe etsinler, yaşamlarını değiştirsinler ve Mesihin sevgisinde güçlensinler: imanda, umutta ve sevgide.

 

Sana inananlar için, Tanrım,

hayat son bulmaz,

ancak şekli değişir.

Onlar bu fani dünyaya gözlerini kapattıkları zaman,

göklerde ebedi ikametgahlar bulacaklardır.

(Ölüler için ayin dualarından)

 

Ölüm: dünyasal yaşamın sonunu, sonsuz yaşamın başlangıcını belirler. Ruh fani olan bedenden ayrılır. Özel yargılamada Tanrının önüne çıkar. Son Günde, Mesih İsa yücelik içinde geri geldiği zaman, bütün ölüler dirilecekler, ruhları bedenle birleşecektir, doğru olanlar nura büründürülüp yüceltilmiş bedenle, lanetlenenler ise acı dolu bir bedenle.

 

Yargı: Özel (=„kişisel) yargı, kıyamet veya Son Gün yargısından ayrılır. Özel yargı ölümden hemen sonra yeralır. Bu yargı seçilmişlerin birliğine sonsuza dek ait olmakla, bu birlikten sonsuza dek ayrı kalmak konusunda belirleyicidir. Hüküm insanın yaşamında Tanrının isteğini yerine getirmek ve İsa Mesihe inanmak konusunda ne kadar çaba gösterdiğine bağlıdır. Bu hüküm sonsuza dek geçerlidir. Son Yargı („Kıyamet Günü) ise „en son gün, Tanrının Egemenliğini tamamen açınlamak üzere tekrar gelecek olan Mesihin geleceği gün ile bağlantılıdır. O gün bütün ölüler dirileceklerdir. Mesihin önünde toplanacak olan bütün halkların huzurunda her bir kişi ruhu ve bedeni ile yargılanacaktır (bkz. Matta 25,32).

 

Hüküm: Hüküm, insanın yeryüzündeki yaşamındaki özgür iradesine göre biçim alır. Bilerek ve isteyerek kendini Tanrıdan uzaklaştıran insanın seçilmişlerin topluluğunda yeri yoktur; onun yeri İblisle melekleri için hazırlanmış sönmez ateşte (bkz. Matta 25,41) yani dışarıda kalanların yanındadır: işte cehennem budur. Temel olarak Tanrıya ve İsa Mesihe iman etmiş, ancak ölüm anında Onunla karşılaşmaya tam olarak hazır ve layık durumda olmayanlara ise „Araf sözcüğü ile betimlenen bir arınma, bekleme ve olgunlaşma süreci öngörülmüştür: orada umutla Tanrının topluluğuna tam olarak katılımlarını beklerler. İmanlıların duaları bu konuda onlara yardım eder. Mesihin şu sözleri dünyasal yaşamları boyunca yaşamlarında Mesihi egemen kılanlar ve Onun kendilerini dönüştürmesine izin verenlere yönelik olarak yer bulur: „Sizler, Babamın kutsadıkları, gelin! Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın (Matta 25,34): Onlar Tanrıyı olduğu gibi görürler ve Ona benzer olurlar (bkz. Yuhannanın 1. Mektubu 3,2); sonsuza dek Onunla birlik içinde yaşarlar. Onlar „Cennet tedirler.

(Bu metin küçük değişikliklerle şu kitaptan alınmıştır: Ich glaube. Kleiner Katholischer Katechismus; Königstein im Taunus: Kirche in Not/Ostpriesterhilfe, 2004; s. 107-110)

 

Bize ulaşınız

J. Prof. Dr. T. Specker,
Prof. Dr. Christian W. Troll,

Kolleg Sankt Georgen
Offenbacher Landstr. 224
D-60599 Frankfurt
Mail: fragen[ät]antwortenanmuslime.com

Yazıcılar hakkında bilgi?