Soru 17:
Kitapta (s.116) Hristiyan olsun, müslüman olsun, imanlı için, Tanrınin eliyle yaratılmış ve Ona benzer şekillendirilmiş olan insan, Tanrıya geri dönecektir. Baskıların her türlüsünden kurtulmak ve sonunda Tanrının yüceliğine katılmak özlemi çeken her bireyin, insanlığın, evet hatta bütün yaradılışın temel çağrısı budur (İncil, Romalılara Mektup 8,19-25; Kuran, Tekvir, İnfitar, Zilzal ve Karia sureleri). Bu ortak çağrı, ırk, sosyal statü ve din farklılıklarının ötesinde bütün insanların temel olarak eşit olduklarını da ortaya koyar. Şimdi yukarıdaki yazıya göre herkes sonuçta Tanrıya dönecek. Acaba bu dönüş Cennete mi yoksa Cehenneme mi gidiyor bu pek net değil burada. Ama sonraki ifadeyi okursanız aslında tüm dinler aynı sonuca gider deniyor. Peki ben bu yazara sormak isterdim, aiağıdaki ayetlerde neden İsa Mesih tek yolun kendisi olduğunu söylüyor? Yuhanna 14,6: İsa ona, Yol, gerçek ve yaşam ben'im dedi. Benim aracılığım olmadan Babaya kimse gelemez. Beni tanısaydınız, Babamı da tanırdınız. Artık Onu tanıyorsunuz, Onu gördünüz. Burada İsa ne söyledi, Tüm yollar Tanrıya gidiyor mu dedi? Ya bu ayet: Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi, dünya O'nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. Ona iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrının biricik Oğlunun adına iman etmemiştir. (TR)
Yanıt: Katolik öğretisine göre şu geçerlidir: Bütün halklar bir tek topluluk oluşturur; bir tek insan soyu vardır, çünkü Tanrı insan ırkının yeryüzünde oturmasını istedi; insnların bir tek sonları vardır, o da Tanrıdır. Tanrının iyiliğinin ve esenlik tasarılarının kanıtları olan Tanrının korumacılığı, seçilmişler kutsal kentte biraraya gelene dek (bkz. Eski Ahit, Bilgelik 8,1; İncil Havarilerin İşleri 14,7; Romalılara Mektup 2,6-7; Timoteyusa 1.Mektup 2,4), herkese yayılmıştır (Nostra Aetate 1, 2.Vatikan Konsilinin hristiyan olmayan dinlerle ilişkiler hakkındaki açıklaması)
Konsil, aynı açıklamanın 3.maddesinde Tanrı inancı konusunda şunu söylemektedir: Esenlik tasarısı Yaradanı kabul edenleri, öncelikle İbrahimin inancını ifade eden, bizim gibi tek, bağışlayıcı, son günde insanları yargılayacak Tanrıya tapan müslümanları da aynı şekilde kapsar.
Ancak bunlar hiçbir şekilde Tanrı inancı konusunda islamiyet ile hristiyanlık arasında temel farklılıklar olmadığı anlamına gelmez. Hristiyan imanının Tanrısı, Kutsal Kitapın ve İsanın açınladığı Tanrıdır. O, kilisenin öğretisinin gösterdiği Üçlübir Tanrıdır.
Bununla birlikte hristiyanlar ve müslümanları birleştiren şey Tek Tanrı inancı ve Tanrının isteğini yerine getirmek arzusudur.
Bir insanın hristiyan açınlamasındaki Tanrıyı gerçekten tanıdığı ve kendi isteğiyle ve doğaldır ki günah olarak reddettiğine dair karar vermek, biz hristiyanlara verilmiş bir yetki ya da görev değildir. Yalnız Tanrı insanların yüreklerini bilir.
Katolik öğretisi, Tanrının her insanın kurtulmasını istediğini ve insanın bu kurtuluşu ancak, Mesihte Tanrının sevgi teklifini özgürce ve bilinçli olarak reddettiği zaman kaybettiğini kabul eder.
İsa Mesih gerçekte Kurtuluşa giden tek yoldur. Ancak bu kurtuluş kilise kurumu ve vaftiz dışında da gerçekleşebilir. Tanrıyı dürüstçe arayan, doğru insanlar da, kendileri bunu bilmeseler de Mesihin kurtarıcı eyleminin lütfundan yararlanırlar (bkz. İncil, Matta 25,31-46: Bazıları yoksullara, mahkumlara, muhtaç olanlara yardımlarından dolayı Mesih tarafından kabul olunacaklar. Çünkü yaptıkları sevgi ve merhamet eylemlerinde kendileri bilmeden Mesihle karşılaşmışlardır.) Aynı şekilde 2. Vatikan Konsilinin Kilise konusundaki öğretisi Lumen Gentiumun 16.maddesi şu ifadeyi içerir: Kendi hataları olmadan, Mesihin İncilinden ve Onun kilisesinden haberi olmayan ama Tanrıyı dürüst bir yürekle arayan ve lütfun etkisiyle Tanrının iradesini kendi vicdanlarının sesine uyarak yerine getirmeye çalışan kişiler ebedi esenliğe erişebilirler. Bunun yanında kitabın 11.bölümünde Hristiyan Görüşünün 4-6. altbaşlıklarını tekrar okumanızı öneririz.