Soru 171:
Caritas nedir? Caritas gizli bir misyon teşkilatı mıdır? (TR)
Yanıt: Papa XVI. Benedikt 25 Aralık 2005te ilk papalık bildirisini yayınladı. Bildirinin Latince başlığı DEUS CARITAS EST (=Tanrı sevgidir) ve konusu hristiyanca sevgidir. Metnin iki ana bölümünden birincisi Sevginin yaradılışta ve kurtuluş tarihindeki birliği konusunu işler. İkinci bölüm: Caritas ü Bir sevgi cemaati olarak Kilisenin sevgi eylemi. Soruya yanıt olarak burada bildirinin ikinci bölümünden bazı ifadeleri alıntı olarak sunuyoruz:
19 [...] Kilisenin bütün eylemleri insanın tam anlamıyla iyiliği için gayret gösteren bir sevginin ifadesidir: Tanrının sözü ve sakramentler aracılığıyla müjdelenmesi – tarihi gerçekleşimleri içinde çoğu zaman kahramanca bir girişim – ve insan yaşamı ve etkinliğinin değişik alanlarında desteklenmesi ve gelişimi. Bu şekilde sevgi, insanların maddi sıkıntı ve ihtiyaçlarına da karşılık verebilmek amacıyla Kilisenin geliştirdiği hizmettir. [...]
(20) Tanrı sevgisine dayalı olan insan sevgisi öncelikle her bir imanlının görevidir, ancak bütün katmanlarıyla bütün kilise cemaatine de yüklenmiş bir görevdir: Yerel kiliseden, bölgesel kiliseye, bütün evrensel kiliseye kadar. Kilisenin cemaat olarak da sevgiyi uygulaması gerekir [...]
(22) Zaman içerisinde ve Kilisenin ilerleyen genişlemesiyle sevgi hizmeti olan Caritas, sakramentlerin yürütülmesi ve sözün duyurulmasının yanında önemli bir alan olarak belirlenmiştir: Dullar ve yetimlere, mahkumlara, hastalar ve her ne şekilde olursa olsun sıkıntıdakilere sevgi gösterilmesi, sakrament hizmetleri ve İncilin duyurulması gibi Kilisenin tabiatının bir parçasıdır. Kilise sevgi ve merhamet hizmetini, sakramentler ve İncili ihmal etmediği gibi ihmal edemez. [...]
Kilise sevgi hizmetinin özel profili
31. İnsanların değişik sıkıntılarında yardımcı olmaya çalışan çeşitli kuruluşların artışı, insan kardeşine yardım etme emrinin Yartıcı tarafından insanın doğasına yazılmış olduğuyla açıklanabilir. Ancak bu aynı zamanda, tarih içinde çoğu kez karanlıklara gömülen bu emri devamlı yeniden canlandıran ve etkin kılan hristiyanlığın bu dünyadaki mevcudiyetinin bir sonucudur. [...] Bu nedenle kilisenin sevgi ve merhamet eyleminin aydınlatma gücünü tam olarak koruması ve genel yardım organları arasında sıradan bir seçenek haline gelmemesi bu nedenle çok önemlidir. Hristiyan ve kilise sevgi eylemlerinin doğasını oluşturan yapısal öğeler nelerdir?
a) Merhametli Samiriyelinin bizlere gösterdiği örnek uyarınca hristiyan sevgi eylemi belli bir durumda duyulan ihtiyaca öncelikle bir yanıt durumundadır: aç olanlar doyurulmalı, çıplaklar giydirilmeli, hastalar şifa bulmaları için tedavi edilmeli, mahkumlar ziyaret edilmelidir vs. Kilisenin yardım kuruluşları – (episkoposluk, ulusal ve uluslararası düzeyde) Caritastan başlayarak – bu hizmetler için gerekli olanakları ve böylesi görevleri üstlenbilecek insanların hazır olması için ellerinden geleni yapmalıdırlar. İnsanın sıkıntı ve acı çekenlere hizmeti konusunda, mesleki açıdan yetkin olabilmek gereklidir: Yardımcı olacak kişiler öyle eğitilmelidirler ki, doğru olan şeyi doğru şekilde yapabilmeli ve yardımın sürdürülebilmesi için özen göstermelidirler. Mesleki yetkinlik ilk ve temel gerekliliktir, ancak tek başına yeterli değildir. Sözkonusu olan insandır ve insanlar sadece teknik olarak doğru bir uygulamadan fazlasına ihtiyaç duyarlar. İnsanlığa, insancıllığa ihtiyaç duyarlar. İnsanın onlara yüreğini açmasına, yürekle yönelmesine ihtiyaç duyarlar. Kilisenin yardım kuruluşlarında hizmet edenleri belli eden şey, yalnızca yapılması gerekeni usta bir şekilde yapmak değil, aksine yürekleriyle yönelmeleri, yardım ettikleri kişinin insani yardımseverliği, iyiliği hissetmesidir. Bu nedenle yardım edenlerin mesleki eğitimin yanında yüreklerini eğitmeye ihtiyaçları vardır: İnsan sevgisinin kendilerini için deyim yerindeyse dışarıdan yüklenmiş bir ödev değil, sevgide etkin olan imanın sonucu olarak yüreklerinde sevgiyi canlandırsın ve yüreklerini insanlar için açsınlar diye Mesihte Tanrıyla karşılaşmaya yönlendirilmeleri gerekir. (bkz. Galatyalılara Mektup 5,6).
b) Hristiyan sevgi ve merhamet eylemi partiler, gruplar ve ideolojilerden bağımsız olmalıdır. Bu dünyayı ideolojik yönlendirmeyle değiştirmeye aracı değildir ve dünyasal stratejilerin hizmetinde olamaz, tersine şimdi ve bu anda insanoğlunun muhtaç olduğu sevgiyi mevcut kılmaktır. Modern çağ en başta 19. yüzyıldan beri en radikal formu Marksizm olan ilericilik felsefesinin değişik versiyonlarının etkisi altındadır. Sefilleştirme teorisi marksist stratejiye dahildir. Bu teori, adil olmayan, haksız bir yönetim altındaki insanlara insancıl yardım yapan kişinin, mevcut olan bu haksız sisteme hizmet ettiğini, çünkü o durumu bir parça da olsa katlanılabilir hale getirdiğini iddia eder. Bu şekilde devrimci potansiyel zayıflatılacak ve daha iyi bir dünyaya köklü değişiklik engellenmiş olacaktır. Bu nedenle insani yardım sistemi desteklediği iddiasıyla kötülenip, saldırıya uğramaktadır. Gerçekte ise bu insani olmayan bir felsefedir. Şu anda yaşayan insan, gerçekten nasıl olacağı bilinmeyen bir gelecek uğruna feda edilecektir. Gerçekte ise dünyadaki insancıllık onu bir süreliğine de olsa durdurarak geliştirilemez. İnsan ancak şimdi, şahsen, bütün gayretle ve nerede mümkünse, parti stratejileri ve programlarından tamamen bağımsız olarak iyilik yapmakla daha iyi bir dünya için katkı sağlamış olur. Hristiyanların programı – Merhametli Samitiyelinin programı, İsanın programı – gören yürek tir. Bu yürek nerede bir ihtiyaç olduğunu görür ve ona göre davranır. Kilisenin hayırseverlik işleri cemaat inisiyatifi olarak uygulandığı zaman, birey olarak imanlıların spontan hizmetlerinin ötesinde elbette planlama, hazırlık ve diğer benzer kurum ve kuruluşlarla işbirliği gerekli olur.
c) Bunların dışında, eylemsel olarak uygulanan insan sevgisi proselitizm denilen şey (maddi manevi araçlar kullanmak yoluyla insanlara din değiştirtme) için araç olarak kullanılamaz. Sevgi bedelsiz ve karşılıksızdır, başka hedeflere ulaşmak amacıyla kullanılamaz. Elbette bu hayırseverlik etkinliklerinin Tanrıyı ve Mesihi bir kenarda bırakması gerektiği anlamına gelmez. Sonuçta sözkonusu olan bütünlüğüyle insandır. Sıkıntı ve acıların en derin sebebi çoğu kez Tanrının insanın yaşamında mevcut olmamasıdır. Kilisenin adına hayırsever etkinliklerde bulunan kişi asla başkalarına kilisenin imanını dayatmayı, kabul ettirmeyi deneyemez. Sevginin en temiz ve artniyetsiz halinin, inandığımız ve bizi sevgiye yönelten Tanrı için en iyi tanıklık olduğunu bilir. Hristiyan, ne zaman Tanrıdan bahsedeceğini, ve ne zaman Tanrıdan bahsedilmeyeceğini ve yalnızca sevginin konuşmasına izin vermesi gerektiğini bilir. Tanrının sevgi olduğunu (bkz. Yuhannanın 1. Mektubu 4,8) bilir ve yalnızca sevgi etkin olduğunda Tanrının orada mevcut olduğunu bilir.Daha önce yöneltilmiş olan soruya dönersek, sevgiyi aşağılamanın Tanrıyı aşağılamak olduğunu, yaşamla Tanrısız başetme çabasını bilir. Bu nedenle Tanrıyı ve insanı savunmanın en iyi yolu sevgidedir. Kilisenin yardım kuruluşlarının görevi, yaptıklarıyla, konuşmalarıyla, susmalarıyla, gösterdikleri örnekle Mesihin güvenilir tanıkları olmaları için temsilcilerinde bu bilinci güçlendirmektir.