German
English
Turkish
French
Italian
Spanish
Russian
Indonesian
Urdu
Arabic
Persian

Soru 180:

İncil Yeni Ahit ise Eski Ahit artık geçersiz midir? Başka bir deyişle: Yahudilerin inancı artık bir hiç midir? (TR)

 

Yanıt: İncil öncelikle Mesihin Nasıralı İsada (Mesih: Meshedilmiş olan, Yunanca: Christos) gelişini ilan eden müjdeyi tanımlar. İncil kelimesi bunun ardından İsanın ve Onun verdiği görevle Kilisenin duyurduğu ve duyurmaya devam ettiği Tanrının Egemenliğinin gelişini tarif eder. İncil kelimesi aynı zamanda Yeni Ahitin içindeki 27 bölümden ilk dördünü de tanımlar, ki yazarlarının adını taşıyan (Matta İncili, Markos İncili, Luka İncili ve Yuhanna İncili) bu dört metin İsanın mesajını yaşam öyküsünün ışığında sunar ve duyururlar. Bazen Yeni Ahitin mesajı bir bütün olarak da İncil (=Müjde) olarak adlandırılır.

 

Hristiyanların imanının yahudilerle ilişkisi konusunda ise İkinci Vatikan Konsili 1965 yılında Kilisenin hristiyan olmayan dinlerle ilişkisi hakkındaki Nostra Aetate bildirisinin 4. maddesinde şöyle ifade etmiştir:

 

Yahudi dini

 

4. Kutsal Sinod, Kilisenin gizemine odaklanırken Yeni Ahdin halkının Abrahamın soyu ile ruhen bağlı olduğu bağı anar. Bu şekilde Mesihin kilisesi Tanrının kurtarıcı gizemine göre imanının ve seçilişinin başlangıcının atalar, Musa ve peygamberler döneminde olduğunu kabul eder.

 

Bütün Mesih imanlılarının Abrahamın çocukları olarak iman nedeniyle bu atanın çağrısına dahil olduklarını ve seçilmiş halkın kölelik ülkesinden çıkışında kilisenin kurtuluşunun gizemli bir şekilde betimlendiğini kabul eder. Bu nedenle kilise Tanrının sonsuz ve tarifsiz merhameti ile Eski Ahiti kurduğu halktan Eski Ahitin vahyini edindiğini ve imansızların yeni dallar olarak aşılandıkları zeytin ağacının kökünden beslendiğini unutamaz. Çünkü kilise, esenliğimiz olan Mesihin haçı aracılığıyla yahudileri ve diğer uluslardan olanları barıştırdığına ve her ikisini de kendinde birleştirdiğine inanır. Kilise aynı zmanda, soydaşları hakkında Evlatlığa kabul edilenler, Tanrının yüceliğini görenler onlardır. Antlaşmalar, buyrulan Kutsal Yasa, tapınma düzeni, vaatler onlarındır. Büyük atalar onların atalarıdır. Mesih (yani Bakire Meryemin Oğlu İsa) de bedence onlardandır (Romalılara Mektup 9,4-5) diyen havari Pavlusun sözlerini daima gözönünde tutmaktadır.

 

Aynı şekilde kilisenin temelleri ve taşıyıcı ayakları olan havarilerin ve Mesihin İncilini bütün dünyaya duyuran ilk öğrencilerinin büyük çoğunluğunun da yahudi halkından olduklarını daima hatırında tutmaktadır.

 

Kutsal Kitapın tanıklık ettiği gibi Kudüs, Rabbin gelişini tanımadı, ve yahudilerin büyük bir bölümü İncili kabul etmediler, evet hatta birçokları İncilin yayılmasına karşı çıktılar. Bununla birlikte yahudiler havarinin de belirttiği gibi atalar sebebiyle Tanrı tarafından sevilmekteirler, çünkü Tanrının armağanları ve çağrısı geri alınamaz. Kilise peygamberlerle ve havari ile birlikte bütün halkların tek bir sesle Tanrıya seslenecekleri ve omuz omuza Tanrıya hizmet edecekleri, Yalnızca Tanrının bildiği o günü beklemektedir.

 

Hristiyanlar ve yahudilerin ortak ruhani mirası bu kadar büyük ve zengin olduğu için kutsal sinod özellikle kelami ve teolojik çalışmaların ve kardeşçe görüşmelerin sonucu olan karşılıklı anlayış ve saygıyı teşvik etmek istemektedir.

 

Yahudi önderleri taraftarlarıyla birlikte Mesihin öldürülmesi için baskı yapmış olsalar da Mesihin uğradığı eziyetlerin sonucu ne o zaman yaşayan bütün yahudilere ne de günümüz yahudilerine yüklenemez.

 

Kilise elbette ki Tanrının yeni halkıdır, ancak buna rağmen sanki Kutsal Kitaptan bu sonuç çıkıyormuş gibi yahudilerin Tanrı tarafından reddedildikleri veya lanetlendikleri gibi bir düşünce öne sürülemez. Bu neenle hiç kimsenin din eğitimi verirken veya Tanrı sözünü vazederken İncil gerçeğine ve Mesihin ruhuna uygun olmayan şyler öğretmemesi için herkes özen göstermelidir.

 

Bu mirasın bilincinde olarak, her kime karşı olursa olsun her türlü baskıyı kınaya ve mahkum eden kilise, siyasi sebeplerle değil, tamamen İncilin dinsel sevgisinin teşviki ile, herhangi bir zamanda herhangi birisi tarafından tersine yahudilere yönelik her türlü anti-semitik nefret, baskı ve iddiaları kınamakta ve mahkum etmektedir. Kilisenin de her zaman öğrettiği ve öğretmeye devam ettiği gibi Mesih de bütün insanların kurtuluşa erişebilmeleri için bütün insanların günahları sebebiyle çektiği eziyetleri ve ölümünü özgürce ve sonsuz sevgisi nedeniyle üstlenmiştir. Bu nedenle Mesihin haçını Tanrının evrensel sevgisinin sembolü ve bütün lütufların kaynağı olarak duyurmak kilisenin vazzının görevidir.

 

Evrensel kardeşlik

 

Ancak, Tanrının benzeyişinde yaratılmış olan herhangi bir insana karşı kardeşçe bir tutum göstermekten kaçınırsak, herkesin babası olan Tanrıya seslenme hakkımız olmaz. İnsanın Baba Tanrıya ve insan kardeşlerine karşı olan tutumu o kadar sıkı bir bağ içindedir ki, Kutsal Kitap Sevmeyen kişi Tanrıyı tanımaz (Yuhannanın 1. Mektubu 4,8) demektedir.

 

Bu nedenle insanlar ve halklar arasında insanın onuru ve bundan kaynaklanan haklar konusunda ayrım yapan her türlü teori veya uygulama temelini yitirmektedir.

 

Bu nedenle kilise insanın ırkı veya rengi, konumu veya dini nedeniyle ayrıma tabi tutulması veya baskıya uğramasını reddetmektedir, çünkü bu durum Mesihin ruhuna aykırıdır. Ve kutsal sinod buna uygun şekilde bütün imanlıları İnanmayanlar arasında olumlu bir yaşam sürmeye (Petrusun 1. Mektubu 2,12) ve ellerinden geldiğince bütün insanlarla barış içinde olmaya çağırmaktadır, öyle ki gerçekten de Göklerdeki Babanın oğulları olabilsinler.

 

28 Ekim 1965 (Kaynak: Vatikan arşivleri)

 

Bize ulaşınız

J. Prof. Dr. T. Specker,
Prof. Dr. Christian W. Troll,

Kolleg Sankt Georgen
Offenbacher Landstr. 224
D-60599 Frankfurt
Mail: fragen[ät]antwortenanmuslime.com

Yazıcılar hakkında bilgi?